Keşfetİpuçları ve tüyolar

Kurumsal Turist blogunun yazarı Kübra ile söyleşi

Bazen çok farklı yönlere gitmek kendinizi ve hayatınızı hiç beklenmedik bir şekilde değiştirebilir. Kurumsal Turist blogunun yazarı Kübra da eşiyle birlikte beklenmedik olana doğru yola çıktı ve Bahreyn’e taşınmaya karar verdi. Kübra ile Körfez’de yaşam, seyahat alışkanlıkları ve anıları üzerine harika bir söyleşi gerçekleştirdik.

1. Yurtdışına yerleşen çoğu Türk’ün aksine eşin ve sen farklı bir yöne giderek Körfez’e yerleştiniz. Seni en çok zorlayan konu ne oldu? Adapte olma süreciniz nasıl gerçekleşti?

Bahreyn’de sosyal hayat oldukça aktif © Kurumsal Turist

Benim için en sıkıntılı ve stresli dönem kesinlikle bu kararı verme ve taşınma aşamasıydı. Hayatım boyunca adım atmadığım ve hakkında sadece kulaktan dolma bilgilere sahip olduğum bir ülkeye yerleşmenin nasıl olacağını kafamda canlandırmakta çok zorlandım.

Ülkeden bağımsız, yurt dışına taşınmak zaten başlı başına bir mesele. Maddiyata önem vermediğimi zannederken tüm geçmişimizi üzerinde barındıran eşyalarımdan ayrılmak bile biraz sarsıcı oldu.

İki sene öncesinde İstanbul’dan ayrılıp İzmir’e taşınmamız, düzen değişikliğine karşı farkında olmadan yaptığımız bir ön hazırlık oldu. Bahreyn için ise kaybedecek hiçbir şeyimiz olmadığını düşünerek yola çıktık.

Uyum sağlayamama ihtimali planlarımızda çok büyük yer kapladı. Neyle karşılaşacağımızı bilmediğim için beklentimi fazla düşük tuttum galiba. O nedenle kafamda kurduğumdan çok uzak bir dünyayla karşılaşınca yeni hayatımıza alışma konusunda hiç sorun yaşamadım.

2. Yerellerle iletişiminiz nasıl? Genel olarak yabancılara karşı açık olduklarını söyleyebilir miyiz?

Bahreyn, sosyal hayatta yabancıların ağırlıkta olduğu bir ülke ve burada her kültürden insanla karşılaşmak mümkün. Gündelik yaşamda yerlisinden çok yabancılarla iletişim kuruyoruz.

Yerlisi, seneler içinde demografik değişime adapte olduğu için yabancılara karşı genellikle anlayışlı ve açık görüşlüler. Bedevi misafirperverliği günümüz Arap dünyasında da kendine belirgin bir şekilde yer bulmuş.

Onun yanı sıra, ortak dini değerler ve Türk dizilerine olan düşkünlüklerinin etkisiyle Türklere karşı ekstra bir hayranlık besliyorlar. İtiraf edeyim, bu kadar el üstünde tutulmak bizi fazlasıyla şaşırttı.

3. Böyle bir değişim sana ne kattı? Sende neyi değiştirdiğini düşünüyorsun?

Bahreyn beklenmedik güzellikler sunabilir © Kurumsal Turist

En büyük değişiklik önyargılarımın tamamen kırılması olabilir. Hiçbir şekilde ortak bir noktada buluşamayacağım zihniyetin, tüm bölge halkı tarafından benimsendiğini düşünmek büyük bir hataymış. Çok kısa süre içinde Araplara karşı farklı bir bakış açısı kazandığımı düşünüyorum.

Ayrıca, gelmeden önce karşıma çıkmasından endişe duyduğum sorunlarla başa çıkabildiğimizi görmek bende farklı bir özgüven oluşturdu. Bundan sonra hayatımdaki her türlü değişikliğe kısa zamanda uyum sağlayabilirmişim gibi hissediyorum.

Örneğin, en büyük korkularımdan birisi yaz mevsimindeki hava şartlarıydı. Özellikle Temmuz ayında %90’a varan nem oranı sebebiyle ciddi anlamda sıkıntılı bir durum var ama buna göre bir düzen kurmayı da yavaş yavaş öğrenmiş olduk.

4. Özellikle yaşadığımız bu dönemde farklılıklara karşı önyargılı olmak gayet popülerleşti. Çoğu insanın bu bölgeyle ilgili önyargıları var. Bu önyargıları nasıl yenmeli?

Bu aslında her bölge için geçerli, burası için de en temel yol gelip görmek. Benim önyargılarım, seyahat etmemin bile önüne geçtiği için büyük pişmanlık duyuyorum.

Buradaki halkın, Türkiye’ye saç ektirmeye veya botoks yaptırmaya gelen insanlardan; şehirlerin ise dolgu alanlara inşa edilmiş lüks binalar ve kurgu alanlardan ibaret olduğunu düşünmemek lazım. Bu topraklarda turizmle yeni yeni tanışan çok köklü ve zengin bir kültür saklı.

Ayrıca Bahreyn, çok farklı inanışa sahip insanların bir arada ve genel olarak karşılıklı saygı içinde yaşadığı bir ülke. Aynı saygıyı bizden de görmeyi hak ediyorlar bence.

5. Bahreyn ve Suudi Arabistan’da mutlaka görülmesini istediğin yerler neler?

Suudi Arabistan’a henüz turist olarak girmek mümkün olmasa da farklı bir alternatif olarak listenizde bulunmalı © Kurumsal Turist

Suudi Arabistan henüz turist vizesi vermeye başlamadığı için kolaylıkla gelinebilecek bir ülke değil. Bu muhafazakar tutumu sebebiyle, kutsal bölgeler hariç, ülkenin turistik anlamda pek gelişmediğini söyleyebilirim. Herhangi bir yeri ziyaret etmeden, bu ülkede bulunmak bile çok sarsıcı bir tecrübe.

Fakat aile ziyareti veya iş seyahati için yolu düşecek olanlara geçtiğimiz hafta UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilen Al-Ahsa bölgesini ve içindeki Al-Qarah Dağı’nı ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Henüz gitme fırsatı bulamadığım Medain Salih de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Bahreyn’de lokal bir deneyim arayanlar, bizdeki “Pazar” anlamına gelen “Souq”lara gitmekle başlayabilirler; Manama ve Muharraq Souq en popüler olanları. Kafalarda canlanan Ortadoğu’dan bir kesit izlemek için hafta sonu bir gün Al Jazeera Plajı; tam tersi bir görüntüyle birlikte deniz keyfi yapmak için ise Aldar Adası görülmeye değer.

Günü yöresel lezzetler tadarak kapatmak isteyene önerim kesinlikle Villa Mama’s Resturant. Ülkeye neden “Ortadoğu’nun Las Vegas’ı” dendiğini Juffair bölgesinde geçirecekleri bir Perşembe akşamında anlayabilirler.

Buraya kadar gelmişken arka sokaklarında gizlenmiş alkol marketlerindeki keşmekeşi de görmelerini tavsiye ederim. Tarihi ve turistik noktalardan ise Bahrain Fort ve Bahrain National Museum atlanmaması gereken adresler.

6. Uzun süre yaşamak için bir sonraki destinasyonun nereye olmalı? Türkiye’ye geri dönmeyi planlıyor musun?

Yakın dönemli planlarımız arasında Türkiye’ye dönmek yok açıkçası. Yine de zamanın ne getireceğini tahmin etmek kolay değil. Kalan hayatımızda farklı farklı ülkelerde çalışmayı çok istesek de uzun süreli yaşamak için gönlümüzden geçen ülkeler ABD veya Kanada.

7. Seyahat tercihlerin neler? Bu zamana kadar seyahat ettiğin yerlere bakıp biraz farklı, kalabalıkların fazla uğramadığı destinasyonları tercih ettiğini söylesek doğru olur mu?

Namibya’da yer alan Dead Vlei, soluk ama bir okadar da canlı © Kurumsal Turist

Elbette kalabalığın olmadığı şehirlerde çok daha fazla keyif alıyoruz fakat bu yüzden turistik noktaları elemeyiz kesinlikle. Her lokasyonun kendine has bir güzelliği olduğunu düşünüyor, mutlaka bir kazanç sağladığına inanıyoruz.

Ancak itiraf etmeliyim ki popülerleşmiş bir yeri gezerken karşılaştığımız her şey çok tanıdık; ya sosyal medyadan aklımıza kazınmış, ya bloglarda okumuşuz ya da giden arkadaşlarımızdan hikayesini dinlemişiz. Oysa az tercih edilen rotalar sürprizlerle dolu bir kapalı kutu, içimizdeki keşif duygusunu daha çok tatmin edebiliyoruz.

Güzergahımızı belirlerken de doğal güzelliklerin ön planda olduğu veya bugünkü halini yakın zamanda kaybetme ihtimalinden endişe duyduğumuz noktalar her zaman için önceliğimiz oluyor.

8. Hiç unutamadığın bir seyahat anını bizimle paylaşır mısın?

Sanırım çok fazla var. Ama Botsvana’da, Büyük Beşli bölgesi olan, insan yaşamının olmadığı ufak bir adada çadır kurduğumuz üç gün, en unutulmazlarındandı diyebilirim.

Yırtıcı bir kedinin ayak izlerini ve akbaba sürülerini takip ederek yönümüzü belirlediğimiz, çadırın önünde duran fil yüzünden yatmaya gidemediğimiz, hayal dünyamızın bile ötesinde bir ortamın içindeydik. Doğanın göbeğinde diğer canlılara karşı “üstün varlık” değil de sıradan ve savunmasız bir “tür” olduğumu hissetmek nefis bir deneyimdi.

9. Her seyahatine köpeğiniz Luffy’i dahil edebiliyor musun? Köpeğinizle seyahatin en zor kısmı nedir? Bunu nasıl çözüyorsunuz?

Kübra, Luffy ve aşık olunan Datça © Kurumsal Turist

Büyük ırk köpekler, kilo sınırı sebebiyle uçağın içine alınmadığı için ne yazık ki Luffy’i seyahatlerimizin pek çoğuna dahil etmemiz mümkün olmuyor. Türkiye’deyken ulaşımı arabayla sağlayıp konaklamayı çadır kurarak veya dağ evi benzeri köpek kabul edebilecek butik tesislerde kalarak çözmeye çalıştık.

Yol üstünde mola yerlerinde yemek yemek bile sorun olabiliyor çünkü çoğu restaurant evcil hayvan dostu değil. Bahçesine kabul eden mekan olsa bile müşterilerden rahatsız olanlar çıkıyor. Kocaman bir köpekle rahat seyahat etmenin tek yolu insandan uzak, doğaya yakın olmaktan geçiyor diyebilirim.

10. Türkiye’ye her seyahatinde her zaman geri gitmek istediğin o yer neresi?

Datça’nın bizdeki yeri çok ayrı. Şimdiye kadar gidip de huzur bulmadan döndüğümüz hiç olmadı. Havası, denizi, kimsesiz koyları, halkı ve hatta ziyaretçileriyle bile bütün sahil kasabalarından ayrıldığını düşünüyorum.

11. Yurtdışına yerleşmek önemli bir karar. Bunu herkese önerir misin?

Gittiğiniz yerde mutluluğunuzu etkileyecek o kadar çok değişken var ki… En önemli kriter alışkanlıklarınıza ne kadar bağlı ve yeniliklere ne kadar açık olduğunuz. Arkada bıraktığınız düzen sadece ev, aile ve arkadaş çevresinden oluşmuyor. Peynir almak istediğimde hangi markayı seçeceğim; hangi kuaför saçımı istediğim gibi keser; hangi telekomünikasyon şirketi en avantajlısıdır; ucuz ama kaliteli ev eşyasını nereden alabilirim gibi cevabını bilmediğimiz düzinelerce soru ile karşı karşıya kaldık.

Tek tek bahsedildiğinde ufak ve önemsiz görünen detayların geneline baktığımız zaman anladık ki bu yaşımıza kadar içini doldurduğumuz koca bir hafızayı sıfırlamışız. Benzetme çok klişe olacak ama hayatınızda bomboş bir sayfa açmak ve bunu yeniden doldurmak sizi heyecanlandıracaksa –ki bizim için öyle oldu- kesinlikle farklı ülkelerde yaşamı deneyimlemenizi tavsiye ederim. Aksi halde kolay ve herkese uygun bir süreç olduğunu düşünmüyorum.

Kübra’yı Instagram’da takip etmek için: kurumsalturist

Bahreyn için uçak biletlerine göz at
Bahreyn otellerine göz at